6 Mart 2015 Cuma

Sarp'ımızın Yoğun Bakım Günlüğü...

1. Bölüm

69 gün sürecek yoğun bakım günlerimiz başlamıştı artık. Ne zaman biteceğini,hatta bitip bitmeyeceğini, bizi nelerin beklediğini, yavrumuzu kucağımıza alıp alamayacağımızı bilemediğimiz... Bir anne için en mutlu andır belki de yavrusuyla ilk buluşması, nefesini nefesinde, tenini teninde, gözlerini gözlerinde hissetmesi; sonuna kadar sevdiği,sevildiği ve birlikte yaşlanmak istediği adamın onlara imrenek bakışını görmesi, tam anlamıyla bir aile olmanın ne demek olduğunu anlamanın verdiği mutluluğu yaşaması. Tüm bunlar o kadar uzaktı ki artık bana. İnsanların gözlerine bile bakamıyordum, kötü bir haber gelecek, Sarp'ımla ilgili korkutucu bir şey olacak diye. Hastanedeki her çalışandan bir umut veren söz duymak istiyordum, doktoru, hemşiresi, hasta bakıcısı hiç fark etmez; yeter ki bu durumu daha önceden yaşamış, görmüş, tecrübe etmiş birisi olsun; ama ne yazık ki Sarp'ın durumu için kimse çok parlak konuşamıyordu.

Korkularımdan korkuyordum, aklıma getirmemeye çalışıyordum ama o düşünce beynimi deliyordu adeta: Oğlumu kucağıma alabilecek miyim? Yaşayacak mı? Tutunabilecek mi her şeye rağmen? Babasının onu kucağına alışını, oğlum demesini duyabilecek miyim? Sorularımın ardı arkası kesilmiyordu. Bana tek umut veren doğduğu anda duyduğum ağlama sesiydi. Akciğer gelişimi henüz başlamayan bir döneme denk gelmesine rağmen ağlamıştı benim minik savaşçım. Sanki bana " anne, ben yaşayacağım, her şeye inat senin kucağına geleceğim!" der gibi. 

Benden başka tüm aile gidip o ufacık camın arkasından en arkada yatan minik sarı oğlumuzu görmüştü. Artık ben de cesaretimi toplayıp çıkmalıydım. Ve o an geldi, o kadar minikti ki, o kadar zayıftı ki, o kadar savunmasızdı ki, bizden uzakta, tamamen onu saran koruyan bir yerden; korunmasız, kablolarla dolu, vücudunun her yerine bir şey bağlanmış hiç tanımadığı bir yere gelmişti.. şimdi düşününce gözyaşlarıma hakim olamıyorum. Hiçbir şey yapamamak, ona yardımcı olamamak beni kahretti. Doktorlara ve hemşire ablalarına güvenmekten başka hiçbir çarem yoktu. Onu orada öylece bırakmak zorundaydım. 

Şimdi onun için yapabilecek sadece dua etmek, ona inanmak ve pozitif enerjimi ona yollamaktı. Tabi bir de sütümün gelmesini sağlamak zorundaydım. Doktorlar boşuna uğraşmayın, bu haftada yapılan bir doğumda çok nadir anne sütü gelir, ama sizin sütünüzü alırsa çok mucizevi faydaları olabilir dedi. Hiç bıkmadan usanmadan denemeye devam ediyordum, başta 1 cc bile gelmeyen sütüm gün geçtikçe artmaya başladı. Fakat, ne yazık ki Sarp'ımın anne sütünü tolere etmesine daha çok vardı. 

Normal doğum olduğu için ertesi gün taburcu oldum, oğlumu orada bırakmak, koynuma alamamak, kokusunu içime çekememek, ve daha bir dizi tarifsiz duygu... Sanırım sadece tecrübe edenler anlayabilir...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder