6 Mart 2015 Cuma

2. bölüm

Günün en önemli saati kaçtır sizce? İşten dönüş saatiniz mi, yavrunuzun kapıda sizi karşıladığı o an mı, tüm aile akşam yemeğine oturduğunuz vakit mi, ya da yavrunuzu uyutup tüm günün yorgunluğunu atmak için koltuğa uzandığınız vakit mi?

Bizim için tam 69 gün boyunca doktorumuzu arayabildiğimiz saatler: 10:00 ve 17:00 saatleri günün en önemli saatleriydi. Ondan iyi bir haber almak, yaşayacağına dair en ufak bir kelime bile o günü kurtarmaya yetiyordu. Sabah uyandığım andan, tabi uyumak denirse, 10:00'a kadarki zaman geçmek bilmiyordu sanki. Hayati durumu için ilk üç günün çok önemli olduğunu söylediler. Tamamen dıştan oksijen veriyorlardı nefes alabilmesi için. Bunun düşüncesi bile beni mahvediyordu, o hortumu bir çekseler nefes alamayacaktı. Aslında kendi yaşamıyor, yaşatılıyordu. O üç gün nasıl geçti anlatması mümkün değil. Allah her şeyin sabrını verir derlerdi, gerçekten öyleymiş. İnsan her şeye sabretmeyi, katlanmayı, acı çeke çeke yaşamayı başarıyor. Artık sadece kendim için değil oğlum için ayakta durmalıydım.

Bir de Sarp'ımızı görüş saatlerimiz vardı ki her seferinde onu görmeye dayanamadığım, kimi zaman kendim gidip kimi zaman babasının, anneannesinin, babanesinin,dedelerinin gittiği. Orada onu o şekilde görmeye dayanamıyordum. Bir de oradaki insanların beni kahreden yorumlarını duymamak için gitmiyordum bazı zamanlar. Kendi oğluma mı üzüleyim yoksa insanların yaptığı anlamsız yorumlara mı dertleneyim? Kimisi Sarp için, en arkadaki çocuk çok minik, o yaşamaz herhalde, kimisi herhalde o çocukta pigment hastalığı var (beyaza yakın sarı doğduğu için minik paşam) ve daha bir çok bilinçsiz yorumlar. Aslında ne kadar vicdanlı bir millet olarak görsek de kendimizi bazılarımız farkında olmadan derinden yaralayabiliyorlar birbirlerini. 

Daha sonra yedi güne çıktı bekleme süremiz. Yedi günü atlatırsak daha umut dolu bakabilecektik. Sadece göbek deliğinden açılan damar yoluyla besleniyor, burnundan verdikleri havayı soluyordu. Belki de bize söylemedikleri daha bir çok destek veriyorlardı onu hayatta tutabilmek için. Tek dileğim Sarp'ımın kendi nefes aldığını görebilmekti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder